İçinde bulunduğumuz pandemi koşulları bize, bugüne kadar yapılan eğitim çalışmalarının ve planlamalarının, tahmin edemeyeceğimiz koşullarda ve durumlarda ne kadar etkisiz kalabileceğini gösterdi. Toplumsal ve küresel sağlık sorunlarının yarattığı riskler bağlamında yaşanan bu süreçte, eğitimin gelecekte daha hızlı ve etkili reaksiyon gösterebilmesi için refleksif açıdan kendini her duruma hazırlayabilecek modelleri içermesinin zorunluluğu da ortaya koyulmuş oldu. Bu dönemde başvurulan online eğitim modeli, şu an için birçok ülkede hayata geçirilmesine rağmen kalite ve imkan farklılıklarının yarattığı belirsizlikleri de beraberinde taşımaya devam ediyor. Hangi ünitenin hangi konu ve kazanımlarının ne tür yöntem ve tekniklerle ne kadar öğretileceği, yapılan öğretim sürecinin nasıl ölçülebileceği, hangi çıktıların ne kadar öncelikli olduğu gibi sorular henüz doyurucu ve sistemsel bir cevap bütünlüğüne kavuşmuş değil. Kısa vadede de kavuşacağı öngörülmüyor.
Online yani çevrimiçi eğitim, Coursera, Udemy, EdX gibi sertifikasyon sistemine dayalı çeşitli uluslararası platformların, aralarında dünyanın önde gelen üniversitelerinin de bulunduğu çok sayıda kurum ve kuruluşla yaptığı işbirliği çerçevesinde uzun yıllardır eğitimci ve öğrencileri bir araya getirmektedir. Ayrıca bazı üniversiteler kendi bünyesinde oluşturdukları sistemle gerek kendi öğrencilerine gerekse kurum dışındaki öğrencilere sertifikaya dayalı online öğrenme ortamı sağlamaktadır. Bahsettiğimiz bu model ve platformların ortak özelliği, sunduğu kursların gerek içerik gerekse değerlendirme yöntemlerinin tümünün uzaktan öğretim modeline göre kurgulanmış olmasıdır. Şu sıralar içinde bulunduğumuz pandemi sürecinin getirdiği zorunlulukla yapmaya çalıştığımız uzaktan öğretim ise, yüz yüze öğretim modeline göre planlanan programları senkron ve asenkron çalışmalarla vermeye çalışmaktan öteye geçememektedir. Halbuki senkron ve asenkron boyutlarıyla uzaktan öğretim, gerçek sınıfta yapılacak etkinliklerin sanal sınıfa taşınmasından farklı bir ihtiyaç ve özellik tasarımı taşımaktadır.
Müzik eğitimi gibi yapısal özelliklerinden dolayı doğası gereği yüz yüze eğitimi gerekli kılan uygulamalı dersler için online öğretim süreci, dersin birçok kazanımının ihtiyacını tam olarak karşılayamıyor. Özellikle koro, bando, orkestra gibi grup çalışmaları, online süreçte sağlıklı olarak gerçekleştirilemiyor. Hedeflenen müziksel kazanımların özellikle teorik olan bir kısmı online ortamda verilebilse de ikili, üçlü gibi küçük grupların yanında yukarıda bahsedilen daha büyük oluşumların birlikte müziği deneyimleme, eşgüdümlülük içinde hareket etme, birbirini takdir etme, değerlendirme vb. gibi sosyal ve müzikal kazanım ve becerilerin online çalışmalarda edinilmesi şu an için mümkün görünmüyor. Çünkü, beraber yapılan müzik çalışmaları sadece müzikal bir etkinlik değil aynı zamanda her çocuğun kendini farklı özellikleriyle ortaya koyabildiği sosyal birer etkinliktir.
Geçtiğimiz günlerde Büyük Britanya genelinde 1300 müzik öğretmeninin katılımıyla yapılan bir araştırmanın sonucuna göre, Covid-19 döneminin doğrudan bir sonucu olarak öğrencilerin müzik yapma ve yaratma fırsatlarının hem sınıf içinde hem de dışında ciddi şekilde sınırlandığı sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmanın bulguları, okullarda şarkı söyleme, pratik anlamda müzik yapma, enstrüman öğrenme ve uygulamalı sınavlar dahil olmak üzere müzik eğitiminin tüm yönlerinin etkilendiğini gösteriyor. Benzer bir durumun ülkemizde de yaşanıyor olması kaçınılmaz bir sonuç. Üstelik, yıllardır var olan ve sadece tartışılmaktan öteye geçemeyen kaliteli eğitime ulaşma yolundaki eşitsizlik, teknolojinin kullanılma oranının derslere daha fazla yansımasıyla farklı bir boyuta da taşındı. İnternet kalitesi, kullanılan cihazın kapasitesi ve kalitesi, interaktif etkinliklerin yer aldığı sitelere ulaşım için gerekli bütçe vb. gibi değişkenler uzaktan öğretimde düşünülmesi gereken başlıklardan sadece birkaçı.
Salgının başından beri birçok müzik öğretmeni, derslerindeki çalışmaları kişisel teknik bilgi, beceri ve mesleki idealizm çerçevesinde sürdürmeye çalışsa da geleneksel anlamda müziksel paylaşım süreci ne yazık ki gerçekleştirilemiyor. Hiç bir teknolojik platform şu an için karşılıklı senkronize olamama sorununu çözemiyor. Halbuki beraber yapılan müziğin en önemli koşullarından biri eşgüdümlülüktür. Ayrıca tınısal detaylara da online ortamda yeterince yer verilemeyeceği de ortada. Dolayısıyla ideal bir müzik eğitiminin çok boyutlu bir planlaması yapıldığında, teorik konuların bir bölümü online olarak yapılabilse de özellikle söyleme ve çalma boyutlarını oluşturan performans boyutu, yüz yüze yapılan derslerdeki verimlilik düzeyine ulaşamamaktadır.
Tüm olumsuzluklara rağmen müzik öğretmenleri öncelik ve olasılıkları yeniden gözden geçirerek, teknolojinin de yardımıyla çevrimiçi derslerin nasıl daha verimli yapılabileceği konusunda araştırmaya devam ederek ve yaratıcılıklarını devreye sokarak çevrimiçi müzik öğretimini daha verimli bir sürece dönüştürebilir. Buna ek olarak, bundan sonraki süreçte hayatımızın vazgeçilmezleri arasında olacağı sıkça dile getirilen hibrit, yani uzaktan ve yüz yüze öğretim süreçlerinin birlikte kullanılabileceği model düşünüldüğünde, öğretmenler şu anki süreci büyük bir fırsata da dönüştürebilir. Çoğu müzik öğretmeni içinde bulunduğumuz eğitim şartlarında “öğretmeyi” öncelikli olarak düşünmemiş bile olsa, öğrencilerin olumlu ve anlamlı deneyimler yaşamalarını sağlamaya yardımcı olabilecek profesyonel tatmin aramalarının hala mümkün olduğu söylenebilir.
Diğer taraftan alışık olmadığımız bu süreçte bulduğumuz ve işimize yarayacağını düşündüğümüz her kaynağı kullanmaya çalışmak, öğrencilerin konu ve kazanımlara tutunmalarını zorlaştıracağı gibi öğretmen olarak bizlerin de odaklanmasını olumsuz etkileyebilir. Öyleyse, yeni kaynakları denemek ile öğrencilerinizi bunaltmamak arasında nasıl bir denge kurabiliriz? Uzaktan öğrenme söz konusu olduğunda, basitlik ve amaca yöneliklik genellikle en önemli anahtardır. Amaç, tüm öğretimin hem öğrenciler hem de öğretmenin kendisi için olabildiğince kolay erişilebilir olmasını planlamak olmalıdır. Dersin kazanımlarıyla öğrencilerin ilgi alanlarını online ortamda birleştirmenin bir yolunu bulduğumuzda başarılı bir uzaktan öğretim ortamına sahip olma ihtimali de artacaktır.
Sonsöz: Yüz yüze öğretim sürecinde kullandığımız öğretim teknikleri ve etkinliklerin, uzaktan öğretim ve hibrit modele göre yeniden ele alınması ile önümüzdeki süreçte daha verimli bir müzik öğretim süreci için gerekli ortam hazırlanabilir. Ancak bunun yolu, öğretmenlerin şu an yaşadığımız dönemden edindikleri tecrübeleri temel alarak kendilerini, kaçınılmaz olan yeni modele hızla hazırlamaktan geçiyor.
Yazının bu bölümünde, müzik öğretmenlerinin gerek yüz yüze gerekse uzaktan öğretim sürecinde yararlanabilecekleri bazı öneri ve etkinliklerin paylaşılması amaçlanmıştır. Bu öneri ve etkinliklerin tümü, online derslerde gerek senkron gerekse asenkron çalışmalarla yapılabilecek nitelikte konulardan seçilmiştir. Bu çalışmalar için wordwall, edpuzzle, google slides, quizizz, baamboozzle, prezi, padlet, ve daha birçok web aracı kullanılarak söz konusu etkinlikler oluşturulabilir.
Öneriler
Müzik öğretim programlarının sınıf bazındaki yatay ve dikey kazanımları, kullanılabilecek etkinlikler, değerlendirme yöntemleri -senkron ve asenkron boyutlar göz önünde bulundurularak- vakit kaybetmeden güncellenmeli.
Hangi konu ve kazanım için hangi online kaynaktaki ne tür etkinliklerin yapılacağı planlanmalı,
Konu ve kazanımlara yönelik olarak hangi etkinliklerin senkron veya asenkron yapılacağı gibi detaylara yer verilmeli,
Özellikle asenkron yapılacak etkinliklere yönelik takip ve geri bildirim sistemi programa dahil edilmeli,
Müziğin estetik ve kültürel boyutuna da yer verilerek, öğrencilere müziğin bu boyutlarını irdeleme fırsatı sağlanmalı,
Farklı müzik türlerindeki kısa müzik örneklerine yönelik dinleme haritaları hazırlanarak dinamikler, artikülasyon biçimleri, form yapısı vb. unsurlarla ilgili dinleme ve analiz çalışmaları yapılmalı,
Film, belgesel, animasyon müzikleri gibi öğrencilerin daha çabuk ve severek adapte olabileceği müziklere yönelik müzik-görüntü işbirliğine
Enstrümanlara ve bu enstrümanların ait olduğu ailelere yönelik eşleştirme, dinleme, ayırt etme vb. çalışmalara yer verilmeli,
Müzik yazılım programlarının online arayüzleri aracılığıyla basit kompozisyon çalışmaları yapılarak öğrencilerin yaratıcılık becerileri geliştirilmesi hedef alınmalı,
Ritmik ve melodik kesitlere yönelik duyum ve ayırt etme çalışmalarına yer verilmeli,
Besteci ve yorumcuların sıra dışı hikayelerine yönelik araştırma, izleme-dinleme ve tartışma çalışmaları yapılmalı,
Öğrencilerin, bizzat kendisinin de dahil olacağı senaryoların olduğu yaratıcı yazma çalışmaları yapılmalı,
Müzik tarihinin dönemsel özellikleri; müzik ve notasyon örnekleri paylaşılarak, o dönemin kültürel, toplumsal, coğrafi özellikleri de içinde olacak şekilde tartışılmalı, öğrencilere bu konularla ilgili olarak bireysel ve/veya grup proje çalışmaları verilmeli.