Etkili ve nitelikli bir eğitim öğretim süreci oluşturmak için eğitim kurumlarının örgütsel ve sistemsel yapıları ve hedefleri dışında biz öğretmenlere de bir çok görev ve sorumluluk düşüyor. Bu görev ve sorumluluklar yazılı ve/veya çoğu zaman somut nitelikte olmamasına rağmen öğretmenliğin, daha doğrusu eğitimci olmanın getirdiği doğal bir takım refleksler olarak da tanımlanabilir. Etkili ve doğru bir iletişim becerisi, özellikle öğrenciyle olan ikili ilişkilerin sağlıklı bir biçimde kurgulanması ve yönetimi sırasında oldukça önemli bir nitelik kazanmaktadır. Öğrencilerin, kelimenin tam manasıyla “halen öğrenenler” olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, yaşanan her türlü olumlu-olumsuz durumda sergilenebilecek doğru bir davranış modeli mutlaka bulunabilir.
Öğrencilerimizin bize sadece akademik anlamda değil, sosyal ve duygusal gelişimleri için de ihtiyaçları var. Birer eğitimci olarak bu ihtiyaçlara cevap verebilecek nitelikle kendimizi geliştirmek ve donatmak, veya karşılaştığımız farklı olay ve durumlara ilişkin doğru reaksiyonları göstermek, akademik bilgi ve becerilerin yanında duygusal anlamda da doğru biçimde beslenmiş sağlıklı nesillerin yetişmesinde hayati önem kazanacaktır. Bu düşüncelerden hareketle bu makalede, sağlıklı ve etkili bir öğretmen-öğrenci ilişkisi çerçevesinde öğrencilerin farklı alanlardaki gelişimlerini destekleyecek bazı durum ve davranışlara ilişkin önerilerin paylaşılması amaçlanmıştır. Tüm meslektaşlarıma faydalı olması dileğimle.
1. Hata yapmasına fırsat verin
Öğrencilerin “sizin denetiminizde” hata yapmasına fırsat verin. Önemli olanın hata yapmak değil, aynı hatayı tekrar etmemek üzere kişisel dönüşümü sağlamak olduğuna öğrencinizi ikna edin. Aynı konuda yapılan ilk hata sonrası yapılacak geribildirim çok önemlidir. Öğrencinin yapmış olduğu hata konusunda kendi fikirleri mutlaka dinlenmeli, bu hataya giden yolun tüm aşamaları irdelenmeli ve sonra geri dönülüp doğru senaryonun simüle edilmesi sağlanmalıdır. Unutmayın, başarısızlık başarı için en önemli provadır.
2. Sorumluluk verin
Öğrencilere, gerek sınıf içerisinde gerekse okul genelinde yapabilecekleri görev ve sorumluluklar verin. Sorumluluklar, öğrencinin özgüveninin gelişmesine, iletişim becerisi kazanmalarına ve inisiyatif almalarına olanak tanır. Dikkat edilmesi gereken en önemli şey ise öğrenciye sorumluluk verirken onun sınırlarını çok iyi bilerek, mümkünse başarıyla yerine getirebileceğine inandığınız bir yerden başlamaktır.
3. Alternatif yaratmalarına izin verin
Öğrencilerin; kurallar, ders işleme yöntem ve teknikleri, okulun tümünü ilgilendiren problemlere ilişkin olarak alternatif fikir üretmelerine izin verin. Yaratıcılıklarını ve analitik düşünme becerilerini geliştirebilecekleri bu sürece dahil olmaları çok önemli. Özellikle birbirleriyle olan iletişimleri ve akran değerlendirmeleri boyutları da öğrencilerin gelişimlerine kayda değer bir katkıda bulunacaktır. Bunu yaparken aktif panolardan, interaktif uygulamalardan yararlanabileceğiniz gibi koridordaki bir alana post-it ile düşünce ve fikirlerini paylaşmalarına olanak tanıyın. Unutmayın, kendilerinin de fikri alınarak oluşturulan kurallara ve projelere katılmaları/uyum sağlamaları çok daha kolay olacaktır.
4. Kendilerini ifade etmelerine izin verin
Herhangi bir konuda kendilerine ait düşüncelerini özgürce ifade etmelerine olanak tanıyın. Burada kazanacakları özgüven ile sonraki zamanlarda yeni konulara merak duymalarını sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda öğrendiklerinin bir sonraki basamakta kullanmayı ve böylece bilgi ve becerileri anlayarak yapılandırmalarına yardımcı olacaksınız.
5. Geribildirim vermekten bıkmayın
Bazı öğrencilerin isteyerek veya istemeyerek bazı istenmeyen davranışları ısrarla sürdürdüğüne hepimiz tanık oluruz. Bu durumda yapılacak en büyük kötülük öğrenciyi etiketlemek ve daha da kötüsü etikenlendiğini öğrenciye hissettirmektir. Öğrencinin bu tür davranışlarının arka planında genelde, eksik olduğu ve diğerlerinden geride kaldığını düşündüğü alanları kapatma çabası yatmaktadır. Bu tür öğrencilere sebatla ve kararlılıkla, davranışının -kendi dahil- etki alanı içindeki herkese zarar verebileceği anlatılmalı, empati kurması sağlanarak ısrarla yakından çalışılmalıdır. Doğru zamanda doğru biçimde verilen geribildirimin uzun vadede bile olsa çocukta mutlaka değişim yaratabileceği unutulmamalıdır. Unutmayın, her ne şartta olursa olsun çocuğa değersizsin hissi verilmesi kadar büyük bir kötülük yoktur.
6. Öğrencilerinizi yakından tanıyın
Günün önemli bir bölümünü birlikte geçirdiğimiz öğrencileri yakından tanımamız, onların öğrenme özelliklerini, kişisel farklılıklarını mümkün olduğu kadar erken öğrenmemiz kuşkusuz uzun vadede çok önemli bir kazanç olarak bize dönecektir. Her öğrencinin ders içindeki ve ders dışındaki davranış modeli farklılık gösterebilir. Bir öğrenci ders içinde son derece sessiz, içine kapanık ve durağanken ders dışındaki zamanlarda tam tersi bir profil çizebilir. Öğrencinin kişisel özelliklerini iyi tanıyan, yorumlayan bir öğretmen söz konusu öğrenciyi derse katılan, soru soran ve sorgulayan bir öğrenci modeli haline getirebilir. Her şeyden önemlisi öğrencinin, kendinin değerli olduğunu ve öğretmeni tarafından görüldüğünü, fark edildiğini hissetmesi bile öğrencide olumlu bir dönüşüm başlatacaktır.
7. Öğrencilerinizle ders dışı zamanlarda sohbet edin
Öğrencilerinizle ders dışı zamanlarda anlık sohbetler yaparak, onların öğretmen gibi model bir yetişkinle paylaşımda bulunmasına olanak tanıyın. Bu tür sohbetlerde, belirli bir konu üzerine yoğunlaşmaya çalışmadan tamamen gündelik olaylardan kurulu bir diyalog oluşturmaya ve öğrencinin düşüncelerini açıkça ortaya koymasına özen gösterin. Sohbet sonunda da onunla birlikte vakit geçirdiğiniz için mutlu olduğunuzu mutlaka hissettirin. Bu geribildirim, bir sonraki sohbet için zemin hazırlayacağı gibi öğrenciye de kendini değerli ve özel hissettirecek, tüm okul yaşamına olumlu katkıda bulunacaktır.
8. Yaratıcılıklarını hedef alan sorular sorun
Öğrencilerinizin yaratıcılıklarını geliştirmede en önemli rolün sizde olduğunu hatırlayarak sorularınızı ve aktivitelerinizi buna göre oluşturun. Açık uçlu, tek bir doğru cevabı olmayan sorular sormaya özen gösterin. Öğrencilerin alternatif cevap üretmelerine ve bunları açık yüreklilikle dile getirmelerine olanak tanıyın.
9. Merak duymalarını sağlayın
Öğrencinin merak duymasını sağlamadan gerçek ve kalıcı öğrenmenin mümkün olmadığını unutmayın. Okul ikliminin, öğrencilerin duyduğu merakın karşılığını alabilecek biçimde oluşturulması çok önemli. Öğrencilerinizin konu ve kazanımları öğrenmelerini sağlamak için dersinizin içine mutlaka onların meraklanmalarını sağlayacak ve ilgi alanlarını harekete geçirecek güncel örnekler iliştirin.
10. Değişim yaratabileceklerine inanmalarını sağlayın
Öğrencilerinize, değişim yaratabilecek gücü kendilerinde bulabilmeleri için destek verin. Geleceği inşa edecek olan insanların şu an sizinle birlikte sınıfta olan öğrencileriniz olduğunu unutmadan onların gelecekle ilgili hayal kurmalarını sağlayın. Hayal güçlerini harekete geçirecek ve genişletecek etkinliklerle derslerinizi donatın.
11. Girişimciliklerini destekleyin
Girişimciliğin 21. yüzyılın en önemli becerilerinden biri olacağı artık bilinen bir gerçek. Öğrencilerinizin girişimci yönlerini açığa çıkaracak proje konuları bularak onların bu projeleri tasarlamalarını ve mümkünse prototipleyerek sunmalarına olanak tanıyın. Bu süreçte kazanacakları deneyim, gerek üniversite gerekse iş hayatına deneyimli bir birey olarak bir adım önde başlamalarına imkân tanıyacaktır.
12. Gelişimlerini süreç odaklı olarak değerlendirin
Toplumsal yapımız gereği maalesef süreçten çok sonuç odaklı bir yaşam sürüyoruz. Öğrencilerinizin sadece sonuçlara değil süreç boyunca kazanacakları deneyimlere, gösterdikleri azim, sebat ve kararlılığa odaklanmalarını sağlamaya çalışın. Asıl kazancın süreç boyunca elde edilen deneyim ve birikim olduğunu mutlaka vurgulayın.
13. Sorgulamalarına izin verin
Sorgulayan insan yetiştirmenin uzun vadede sorgulayan toplum yaratacağını bir an olsun aklınızdan çıkarmadan öğrencilerinizin çevrelerinde olup bitenler hakkında fikirlerini ortaya koymalarına izin verin. Gerekirse okulu, dersi hatta eğitim sistemini bile sorgulamaları onların düşünmeye ve üretmeye başladığının en önemli göstergesidir. Burada onlara sadece, kendi düşüncelerini ve önerilerini karşı tarafı yargılamadan, doğru ve etkili bir üslup ve tarz çerçevesinde ifade etmelerinin önemi hakkında rehberlik edin.
14. Ders içinde rolleri değişin
En iyi ve etkili öğrenme yöntemlerinden biri de bildiklerini başka birine aktarmak yani bir anlamda öğretmenlik yapmaktır. Dersin akışını zaman zaman öğrencilerinizin yönetmelerine ve bildiklerini paylaşmalarına izin verin. Bu aynı zamanda sizin de onlar adına empati kurmanıza ve nasıl öğrendikleri veya öğrenebilecekleri konusunda farklı ve yeni bir pencereden bakmanıza neden olacaktır.
15. Öğrenciyi arkadaşlarının yanında yargılamayın
Öğrencilerinizle ilgili düşüncelerinizi öğrencinin diğer arkadaşlarının yanında ifade etmemeye çalışın. Çünkü özellikle olumsuz anlamdaki düşüncelerinizi sınıfın önünde paylaşmanız, öğrencinizle aranızda olan ilişkinizde tamir edilemez bir yara açacak, bir mucize gerçekleşmezse öğrenci size tekrar güvenmeyecektir. Bunun yerine öğrencinizle bireysel olarak görüşün ve düşüncelerinizi kendisiyle paylaşın. Bu aynı zamanda öğrencinize, onun gelişimine değer verdiğiniz ve bunun için kendi boş vaktinizden bile kullanabileceğiniz anlamına gelecektir.
16. Olumsuz davranışın kendisine odaklanın
Öğrencileriniz olumsuz davranış sergiledikleri zamanlarda, duygusal tepkiden mantıksal eleştiri düzeyine çıkarak sadece o davranışa odaklanın ve yapacağınız geribildirimi de bu anlayışa göre organize edin. Geribildirimi kendi özüne, kişiliğine alarak durumu kişiselleştirmemesi gerektiği konusunda öğrencinizi ikna edin.
17. Gerçek hayatla bağ kurun
Öğrencilerinizin anlattıklarınızı daha kolay benimsemesi ve ilgi duymasının yolu, vermek istediğiniz bilginin onların hayatlarındaki yeri ve önemi konusunda da onları ikna etmenizden geçmektedir. Yani gerçek hayata uyarlanamayacak olan bilginin karşınızdaki kitle için önemsiz olacağını unutmayın.
18. Empati kurun
Empati, etkili bir iletişimin en önemli unsurlarından biridir. Öğrencilerinizle kurduğunuz ilişkilerde onları sadece sizin söylediklerinizi yapması, verdiğiniz ödev-sorumluluk vs. tamamlaması gereken bireyler olarak görmeyin. Unutmayın, hem ait oldukları kuşak hem de içinde bulundukları dönemsel özellikler nedeniyle -doğal olarak- direktif almaya hazır ve yatkın değiller. Onları, varsayılan ayarları “reddetmek” üzerine kurulu bir bilgisayara benzetebiliriz. Dolayısıyla, neyi neden yaptıklarına ilişkin olarak ikna edilmeleri çok önemli. Empati duygunuzu ön plana çıkararak onları anlamaya ve onların tarafından da ilişkinizi değerlendirmeye çalışın.
19. Saygı duyun
Öğretmen ve eğitimci olarak öğrencilerden önce saygılı olmalarını bekliyoruz ve bunda da çok haklıyız. Hatta çoğu zaman önceki hayatlarında saygı duymayı öğrenmiş olarak bize geldiklerini varsayıyoruz. Ancak her şeyi öğrendikleri gibi saygı duymayı da öğrenmeleri gerektiğini gözden kaçırıyor ve yaptıkları hatada onları yargılıyoruz. Saygı duymayı öğretmenin en etkili yolu, saygı duymaktan geçiyor. Saygı duyulmanın ne demek olduğunu bilmeyen bir bireyin saygı duymasını beklemek çok da gerçekçi bir hedef değil. Öğrencilerinize saygı duyarak bu duyguyu ve ayrıcalığı tatmalarına olanak tanıyın.
20. Dinleyin
Hepimizin olduğu gibi öğrencilerimizin de anlatacakları ve paylaşacakları bir şeyleri, kısaca hikayeleri var. Onlara, bu hikayelerini “yargılamadan” dinleyebileceğimize yönelik güven ve cesaret verelim. Bu sayede kendilerini ifade edebilecekleri bir ortam yaratmanın yanında dinlenmeye değer oldukları mesajını da da verebiliriz. Unutmayalım ki, öğrencilerimizin akademik konular dışında sağlıklı bir biçimde gelişmeleri için bizim de yapabileceğimiz çok şey var.