top of page

MİLLİ MARŞLAR -Bazı Ülkeler Özelinde Tarihçe ve Örnekler-



Milli Marş veya Ulusal Marş; bir ülkenin bağımsızlığının, özgürlüğünün ve yurtseverlik duygusunun ifadesi olarak o ülkenin yönetimi tarafından onaylanmış ya da kuşaklar boyunca halk tarafından benimsenerek seslendirilen sözlü müzik parçası olarak tanımlanmaktadır. ​​Milli marşların tarihi, ulus devletlerin gelişimiyle yakından ilişkilidir. Ülkeler ayrı siyasi oluşumlar olarak ortaya çıkmaya başladıkça, benzersiz kimliklerini ifade etmenin ve ulusal birlik duygusunu geliştirmenin bir yolu olarak genellikle bir milli marşı benimsemişlerdir. Birçok milli marş, savaş veya siyasi karışıklık zamanlarında, halkı bir araya getirmenin ve ulusun egemenliğini savunmanın bir yolu olarak yazılmış olup bazıları zamanla temsil ettikleri ülkelerin değişen değerlerini ve deneyimlerini yansıtacak şekilde değişikliğe uğramış, siyasi ideolojideki değişimleri yansıtmak veya yeni sözler ve melodiler eklemek için yeniden yazılmıştır.

Milli marşlarda kullanılan sözler dini içerikli olabileceği gibi, ülkenin tarihi boyunca karşılaştığı savaşlar, kazandığı zaferler, yaşadığı büyük olaylar ve tüm bunların beraberinde getirdiği umut ve beklentilerin sonunda ortaya çıkan unsurları da içerebilir. Coşkunluk, öfke, kahramanlık duyguları uyandıracak sözcükler daha çok tercih edilir. Milli marşların öncelikli hedefi geniş halk kitleleri olduğu için genelde o ülke insanları tarafından tanınan, duyulduğunda kolayca anlaşılabilecek ve benimsenebilecek simgeler kullanılır. Bu simgeler arasında kan, kalp, zafer, güneş, ölüm, ışık, gece, zincir, bayrak gibi kavramlar öne çıkmaktadır. Marşlarda kullanılan simgesel sözcüklerle gönderim yapılmak istenen kavramlar arasında kurulan yakın ilişki göze çarpmaktadır.

Milli marşlar, müziğin ve müziği ortaya koyarken kullanılan koronun uyandırabileceği gücü özellikle arkalarına almak isterler. Çünkü koronun insanlarda yaratacağı kitle ruhu ve bütünlük, onlarda uyandıracağı heyecan ve coşkunluk marşların sözlerindeki anlam bütünlüğünü de kuvvetlendirmektedir. Marşların bir kısmı İngiliz örneğinde olduğu gibi “Hymne” (şarkı, ilahi) formundayken, bazı marşlar da İspanya örneğinin sunduğu “marş” tipi yani ritmik motifleri son derece belirgin, keskin, sade ve kolay öğrenilebilir müzik cümleleri ile yazılmış, temposu genellikle yürüyen bir topluluğa eşlik etmeye uygun nitelikte tercih edilmiş marşlardır. Bu tür marşlar, görkemini ve ağırbaşlılığını ağır tempodan ve melodik yapıdan alırlar.

Milli marşlar; bayram ve kutlama, konferans, toplantı gibi çoklu katılım içeren etkinliklerin yanı sıra, uluslararası spor etkinliklerinde de katılımcı sporcuların maç başlamadan önce ve ödül töreni sırasında seslendirilir. Milli marşların çoğu ülkenin resmi veya milli dilinde olmasına rağmen birden fazla resmi veya milli dili olan ülkelerde, milli marşın da farklı dillerde çeşitli versiyonları olabilir. Örneğin, Kanada'nın milli marşı “Canada, O Canada”, her ikisi de ülkenin resmi dili olduğu için hem Fransızca hem de İngilizce şarkı sözleri kullanır. Bir diğer örnek olarak Güney Afrika'nın milli marşı, ülkenin on bir milli dilinden beşini kullanması açısından benzersizdir (ilk kıta iki dil arasında bölünür, kalan üç kıtanın her biri farklı bir dilde). Başka bir örnek de, İsviçre'nin milli marşıdır. Marşın, ülkenin dört resmi dilinin (Fransızca, Almanca, İtalyanca ve Romanşça) her biri için farklı sözleri vardır. Bazı ülkelerde milli marşın yazarları dünyaca ünlü besteciler ve hatta Nobel ödüllü yazarlardır. Örneğin, Hindistan ve Bangladeş milli marşlarının her ikisi de Edebiyatta ilk Asyalı Nobel Ödülü sahibi Rabindranath Tagore tarafından yazılmıştır.


TARİHÇE ve BAZI MİLLİ MARŞLARIN YAZILIŞ ÖYKÜLERİ

Milli Marşların tarihçesi, konuya hangi açıdan yaklaşıldığıyla yakından ilgilidir. Örneğin, bir marş sözleri açısından en eski marş özelliğini taşırken bir diğeri ezgisel anlamda en eski marş olarak tanımlanabilir. I. Dünya Savaşı‟ndan önce kullanılan marşlara, Savaş ve barışta büyük yararlılıklar gösteren bir egemen şahıs ve onun kahramanlıklarından bahsettikleri için “Kral Marşları”, I. Dünya Savaşı’ndan sonraki marşlara ise, belirli bir ulusun yaşadıklarını, kazanımlarını, sevinç ve acılarını, iç ve dış savaşları anlattıkları için “halk veya yurt marşı” tanımlaması yapılmaktadır. Ayrıca, Avrupa sömürgeci güçlerinden bağımsızlıklarına kavuşan birçok millet kendi milli marşlarını da besteledi ve bugün dünyadaki hemen hemen her egemen milletin kendi milli marşı var.

Sözleri açısından bakıldığında en eski milli marş, Japon Milli Marşı olan “Kimigayo” dur. Milli refahı ve ebedi barış arzusunu dile getiren Kimigayo’nun sözleri, MS 794-1185 yıllarını kapsayan Heian Dönemine kadar uzanan bir destana dayanmaktadır. Sözleri müziğe ilk kez, 1869'da Yokohama'da çalışan bir İngiliz müzik öğretmeni tarafından uyarlanan Kimigayo, 1880'lerde şu anki biçimine güncellendi ve Eğitim Bakanlığı okullarda söylenmesi gerektiğine karar verdikten sonra Japonya'nın resmi olmayan Milli şarkısı oldu. Kimigayo’nun Japonya Milli Marşı olarak resmiyet kazanması ise ancak 1999 yılında gerçekleşmiştir. Marş, içerdiği 32 hece-karakter ve 11 ölçü ile dünyanın en kısa milli marşı olarak sınıflandırılmaktadır.

En eski milli marşlardan biri olan İngiltere Milli Marşı “God Save The King/Quenn”, ilk kez 1745'te Londra'da halka açık olarak seslendirilen ve on dokuzuncu yüzyılın başında vatansever nitelikte olan bir şarkıydı. Toplumu ve halkını simgesel olarak temsil eden Kral/Kraliçeye adanmış ve onu övmenin yanında ona karşı bir yakarış da barındıran marşın sözlerinde tanrının yardımı dahi istenir. 1825’te milli marş ilan edilen marş, birçok ülkenin marşına kaynak olmuş ayrıca Beethoven, Haydn ve Brahms dahil olmak üzere yaklaşık 140 besteci, bestelerinde bu ezgiden faydalanmıştır. Örneğin İsviçre, 1961 yılına kadar, Almanya ise 1918’e kadar God Save The Quenn Marşı’nın ezgisini kullanıyordu. Liechtenstein, günümüzde halen aynı ezgiden faydalanmaktadır.

Hollanda Milli marşı “Wilhelmus” ise aslında bir halk ezgisidir ve eserin geçmişi, Seksen Yıl Savaşları'nın başlangıcına yani 1572 yılına kadar uzanmaktadır. Söz ve müziği birlikte olarak düşünüldüğünde en eski milli marş olduğu söylenebilir. Wilhelmus 1932 yılına dek resmi milli marş sayılmasa da halk tarafından tarih boyunca milli değerleri vurgulamak için çeşitli toplu etkinliklerde seslendirilmiştir. Bugün bilinen versiyon, Hollandalı besteci Adriaen Valerius tarafından yazılmıştır. Eser, farklı sayıda vuruş içeren ölçülerden oluşması itibariyle diğer marşlardan ayrılır.

Dünyanın en tanınmış milli marşlarından biri olan ünlü “Marseillaise”, Fransız Devrimi'nin zirvesine kadar uzanır. Şarkı, Nisan 1792'de, daha sonra Strazburg'da görev yapan Fransız bir asker ve müzisyen olan Claude Joseph Rouget de Lisle tarafından sadece birkaç saatte bestelenmiştir. De Lisle, marşı Avusturya’ya karşı yapılacak bir savaşta Fransız askerlerine moral vermesi için yazdı. İlk yazıldığında “Ren Ordusunun Savaş Şarkısı" olarak isimlendirilen şarkı, Marsilyalı gönüllü ordu birliklerinin Paris’e yaptığı yürüyüş sırasında popülerliği nedeniyle "La Marseillaise" olarak anılmaya başlandı. Canlı ve görkemli şarkı, Devrimci halka açık etkinliklerde her söylendiğinde yoğun bir etki yarattı. Geçici meclis, 14 Temmuz 1795'te çıkardığı bir kararnameyle onu Fransız milli marşı olarak kabul etse de, yaşanan çalkantılı dönemde zaman zaman yasaklandı ve ancak 1879 yılında tamamen resmiyet kazandı. Fransız Milli Marşı, Umman ve Zimbabwe Milli marşlarına da esin kaynağı olmuş, ayrıca ünlü Rus besteci Tchaikovsky de 1812 uvertüründe bu marşın ezgisinden yararlanmıştır. Uvertürde kullanılan La Marsellaise teması, 1795 yılında Fransız Milli Marşı olarak kabul edilmiş olmakla birlikte 1805 yılında Napolyon tarafından marşın kullanımı yasaklanmış, bu nedenle Rusya seferi sırasında kullanılmamıştı. Ancak 1879’da yeniden milli marş olarak kabul edildi. Çaykovski, uvertürü 1880 yılının Ekim ayında yazmaya başladığı için marşın ezgilerine bestesinde yer vermiştir.

Ezgisi aynı olmakla birlikte ülkenin yaşadığı siyasi ve rejim değişikliklerinden dolayı sözleri üç kez revize edilen marş olarak tarihe geçen Rusya Federasyonu Marşı’nın günümüzde kullanılan ezgisi, 1944 yılında resmi marş olarak kullanılmaya başlandı. O tarihe kadar, 1922'de diğer sosyalist cumhuriyetlerle birlikte kuruluşu ilan edilen Sovyetler Birliği tarafından resmî marş kabul edilen "Enternasyonal" marşı dahil olmak üzere birçok farklı marş kullanılmıştı. 1944 yılında ise Aleksandr Aleksandrov tarafından bestelenen ve sözleri Sergey Mihalkov tarafından yazılan milli marş kullanılmaya başlansa da, 1956-1977 yılları arasında destalinizasyon politikaları nedeniyle marş sözsüz, sadece enstrümantal olarak seslendirildi. 1977 yılında ise komünizme ve II. Dünya Savaşı'nın zaferlerine vurgu yapan sözlerle birlikte kullanılmaya başlandı. 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte yeni kurulan Rusya için "yeniden örgütlenmiş ulusun" tanımlanmasına dayalı yeni bir milli marşa ihtiyaç bulunmaktaydı. Bu bağlamda yazılan yeni sözlerle birlikte Sovyet marşı kullanımı, 1991 yılına kadar sürdü ve SSCB parçalandıktan sonra Başkan Boris Yeltsin tarafından kaldırıldı. 2001 yılında ise Sergey Mihalkov kalemini bir kez daha kullandı ve Rusya Federasyonu Devlet Marşı sözlerini yazarak bugünkü haline getirdi.

Ezgisi 1761 yılında yazılmış olan İspanya Milli Marşı La Marcha Real (Kraliyet Marşı) eski milli marşlardan biri olmakla birlikte resmi sözleri olmayan dünyadaki dört marştan (Bosna Hersek, Kosova ve San Marino Marşları) biridir. Marşın sözlerini yazmak adına, ülkenin farklı dönemlerinde birçok girişimde bulunulmasına rağmen bugün İspanya’nın marşla birlikte söylenen ve İspanyolcanın yanında, Baskça, Katalanca ve Galiçyaca söylenen ve resmi olmayan sözleri vardır. Marşa söz yazmak için en ciddi girişim, İspanya Olimpiyat Komitesi Başkanı Alejandro Blanco’nun, 2007'de Anfield'da Liverpool taraftarlarının You'll Never Walk Alone şarkısını yorumlamalarına tanık olmasıyla başlar. Blanco’nun teşvikiyle, Madrid'in 2016 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapma teklifi öncesinde La Marcha Real'e söz yazmak için ulusal bir yarışma düzenlendi ve COE'nin gereksinimlerine en uygun olduğunu düşündükleri 25 farklı şarkı sözünü web sitelerinde yayınladı. Oylamaya sadece 40.000 kişi katılmasına rağmen Enrique Hernández-Luike'nin sözlerinin yarışmayı kazanan şarkı sözleri ülkenin ünlü korolarından biri tarafından seslendirildi ve Alman televizyonu tarafından filme alındı. Ancak, ülkenin tümü tarafından benimsenmediği gerekçesiyle resmiyet kazanması mümkün olmadı. Ayrıca marşın uzun ve kısa olmak üzere iki farklı versiyonu bulunmaktadır. Uzun versiyon sadece Kral için, kısa versiyon ise Prens, Başbakan için veya spor etkinlikleri gibi organizasyonlarda seslendirilmektedir.

ABD‟nin Milli marşı olan The Star–Spangled Banner (Yıldızlarla Bezeli Bayrak)’ın sözleri, Francis Scott Key tarafından 1814 yılında Baltimore‟nin Kraliyet Donanması tarafından bombalanışını seyrederken yazılmıştır. Şiir, "Fort McHenry'nin Savunması" başlığı altında bir gazetede yayımlandı ve o yıllardan itibaren İngiliz besteci John Stafford Smith'in "To Anacreon in Heaven" adlı popüler ezgisine uyarlandı. Amerikan halkının "The Star-Spangled Banner" olarak isimlendirdiği şarkı, ABD Donanması tarafından 1889 yılından itibaren bayrak törenlerinde seslendirilmeye başlandı. 1916'da Başkan Woodrow Wilson, şarkının tüm resmi etkinliklerde çalınması gerektiğini duyurdu ve on beş yıl sonra 1931'de Kongre kararıyla resmi milli marş olarak kabul edildi. ABD Miili Marşı, bağımsızlıklarını kazanmak için savaştıkları ülke olan İngiltere’deki bir sosyal kulüpte kullanılan ve yine bir İngiliz besteci tarafından yazılan şarkının ezgisi olması bakımından müzik tarihinde sıradışı bir yere sahiptir.


İSTİKLAL MARŞI

Kurtuluş Savaşı tüm hızıyla devam ederken, Türk ordusunun ve halkın sadece silaha ve cephaneye değil, gelecekle ilgili ümitlerini canlı tutacak manevi desteğe de ihtiyaç duyuluyordu. Bu amaç doğrultusunda milli beraberlik ve bütünlüğü sağlayacağı düşüncesiyle 25 Ekim 1920 tarihinde Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde yayınlanan ilanla İstiklal Marşı yazma yarışması düzenlenmişti. İlana göre, gönderilecek eserler bir heyet tarafından incelenecek, Milli marş olarak kabul edilecek olan eserin yazarına da 500 lira ödül verilecekti. Şiirin bestelenmesi için daha sonra bir yarışma daha düzenlenecek ve bu yarışmayı kazanan besteciye de 500 lira verilecekti. Yarışmaya 724 şiir gönderilmiş olmasına rağmen hiçbir şiir tam olarak milli marş olmaya değer nitelikte bulunamamıştır. Bu sırada dönemin Milli Eğitim Bakanı olan Hamdullah Suphi Bey, yakın bir arkadaşı olan Balıkesir Mebusu Hasan Basri Bey aracılığıyla kalemine çok inandığı bir şair olan Mehmet Akif'in marş yazma konusundaki niyetini sorduğunda, Mehmet Akif’in para ödülü nedeniyle yarışmaya katılmadığını öğrenir. Çünkü Mehmet Akif, böyle kutsal ve önemli bir görevi para için kabul ettiğinin düşünülmesinden çok çekenmiş, bu nedenle çok istese de yarışmaya katılmamıştı. Ancak Akif, ödül almayacağı konusunda ikna edilince o günlerde herkesin sabırsızlıkla beklediği şiirini 10 gün içinde tamamladı. İstiklal Marşı, 17 Şubat 1921'de "Kahraman Ordumuza" ithafıyla yayımlandı. 1 Mart 1921'de tarihi günlerinden birini yaşayan Meclis, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başkanlığında toplandı. Genel Kuruldaki görüşmelerde İstiklal Marşı şiiri, elemeleri geçen son 6 şiirle Meclis'in seçimine sunularak milletvekilleri tarafından birinci ilan edildi ve Hamdullah Suphi Bey tarafından Meclis kürsünden okundu. "Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" dizesi milletvekillerinden yoğun alkış aldı. Hamdullah Suphi, her kıtasında alkışlar eşliğinde İstiklal Marşı'nın 10 kıtasını okudu.

Marşın bestelenmesi için 1923 yılında yarışma düzenlenmiş, yarışmaya dönemin çeşitli ünlü müzisyenleri 55 eserle katılmış ancak nihai karar verilememiştir. 1924’te Ankara’da Maarif Vekâleti’nde toplanan bir komisyon, hükümetin de uygun gördüğü Ali Rıfat Bey’in Acemaşiran makamındaki bestesini milli marş olarak kabul etmiş, marşın notası bastırılmış ve plaklara da alınarak yayılmaya başlamıştır. Bu arada İstiklal Marşı’nın farklı bestelerinin notaları da basılır, bestecilerin kendi çevrelerinde ve ülkenin değişik yerlerinde tanıtılmaya, okunmaya başlar. Örneğin İstanbul’un Asya yakasında ve bazı Batı illerinde Ali Rıfat (Çağatay) Bey’in bestelediği Marş okunurken, İstanbul’un Rumeli yakasında Zati (Arca) Bey’in, İzmir ve Eskişehir’de İsmail Zühtü Bey’in, Edirne’de Ahmet Yekta (Madran) Bey’in, Ankara’da Osman Zeki (Üngör) Bey’in besteleri söylenmektedir. Bu durumun yarattığı karışıklığın önüne geçilmesi ve uluslararası müzik tekniklerine ve formuna daha uygun bir marş yazılması için 1930 yılında dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün bugünkü bestesi kabul edilmiştir. Marşın armonizasyonunu Edgar Manas, bando düzenlemesi de İhsan Servet Künçer tarafından yapılmıştır.




bottom of page